Dilşad Aladağ tarafından geliştirilen Mahsul Projesi, Anadolu çevresinde modernleşme ve endüstriyel uygulamaları araştırmayı amaçlayan bir çalışmadır. Proje, 2023 yılında Çukurova’da düzenlenmiştir. 22 Eylül’e kadar İzmir Bayetav Sanat’ta çeşitli etkinliklerle sergilenecektir.
Mahsul Projesi, dönüşümlülük ve sürdürülebilirlik üzerine odaklanmıştır; Türkiye’nin güney kıyısında yer alan ve geçen yüzyılda büyük ölçüde değişen Çukurova delta ovasını merceğe almaktadır. Çukurova’daki tarımsal gelişimi, “mahsul” kelimesinin bölgedeki farklı anlamlarını ve bu anlamlarla ilişkili ağlar üzerinden incelemeyi amaçlamaktadır. Proje ekibinin de belirttiği gibi, “Mahsul” kelimesi, Arapça kökenli olup “hasıl” kökünden türemiştir ve Türkçe’de “üretilen, elde edilen, ürün veya sonuç” anlamına gelmektedir. Bu kavram, yaşam alanlarımızla ve kültürle kurduğumuz ilişkiyi yeniden ele almamız için bir imkan sunmaktadır.
Çukurova’nın tarımsal dönüşümünün ana itici gücü, Osmanlı İmparatorluğu’nun ıslah çalışmaları, sömürgeci programlar ve Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşme idealleri ile yakından ilişkilidir. Kurutulan bataklıklar, arazi kanunları, iskan çalışmaları, pamuk kolonileri, yeni demiryolu hatları, fabrikalar, barajlar ve enerji santralleri gibi çeşitli müdahaleler, Çukurova’yı bir mahsul peyzajına dönüştürmüştür.
Mahsul Projesi, bu müdahalelerin çıkış noktalarını, peyzaj üzerindeki yansımalarını ve insanın çevresiyle kurduğu ilişkilerde bıraktığı izleri takip etmektedir. Projenin dışa vurumu; fotoğraf, tarım, edebiyat ve tarih gibi birçok alanda kendini göstermektedir. Sekiz arkadaşımızın bir araya gelerek ürettiği bu sergi, unutulmaya yüz tutmuş değerleri yeniden hatırlatmaktadır. Bu değerli çalışmayı bizlere sundukları için hepsine teşekkür ederiz.
Sergi’den Kısa İzlenimlerim
Sergide en çok dikkatimi çekenlerlerden biri de “Charta Pergamena” yani Bergama Kağıdı olarak adlandırılan parşömen idi. Belki doğduğum yerin etkisiyledir, bilemiyorum. Fakat dokusu dikkatimi çekmişti. Bu çalışma adını Pergamon Krallığı’ndan, Bergama’dan alır. Keçi/koyun derilerinin bıçaklar yardımıyla temizlenerek inceltildiği ardından gerilerek kurutulduğu bir yazı malzemesidir. Daha fazlası için sergiyi ve üretim sahibi Nesrin Ermiş Pavlis’i takip etmenizi öneririm.
Yine bir başka üretim ise Anatopıa olmuştu. Sesler aracılığı ile başka bir boyutu ve başka bir duyguyu keşfediyor gibiydik.
Edebiyattan, fotoğrafa ve gastronomiye kadar birçok alanı dışavuran ve gidip deneyimlenmesi gereken bu sergiyi, ziyaret etmenizi tavsiye ediyorum. Hem Bayetav’ın tarihi, harika bahçesi ve ferah cafesiyle daha da gidilip görülmesi gereken bir yer halini alıyor.