Vedat Kuşamaç‘ın kaleminden:
”Neydi edebiyat Vasilyas?
Bir sanat mı?
Bilim mi?
İç çekişme mi?
Vasilyas, anlat bana edebiyatı. Akıl mı? Duygular mı? Gerçek mi? Yoksa hayal mi? Vasilyas,
Bilmiyorum, Havard ama bilmek istiyorum
Anlat, dinliyorum Havard.
Dinle Vasilyas, doğrusu vasilyas; edebiyat açıklanamaz yaşanır sadece.
Yaşadıklarını, öğrendiklerini, hayallerini, acılarını, gördüklerini, düşündüklerini en iyi şekilde açıklayabilme durumudur edebiyat Vasilyas ve her işin sonu edebiyattır.
Sonu diyorum Vasilyas, bak en iyi sanattır anlatabilmek, bu nedenle edebiyat sanattır Vasilyas. Bilinmeyenlerin görülmeyenlerin anlatamayanların sanatıdır edebiyat Vasilyas.
Belki bir gün bizde edebiyatı öğreneceğiz, öğrendiğin olursun diyorlar Vasilyas o zaman bizde edebiyatçı oluruz belki seninle.
Haklısın Havard ama bunun için bilmek gerekiyor ben bilmiyorum sadece konuşabiliyorum Havard.
Vasilyas, dinlediklerin söz,
konuşmalar da söz ama en güçlü sözü kelimeyi bulmalısın Vasilyas edebiyat budur kelimenin gücü ile çalışır ama derinliği ve yoğunluğu ile yaşar edebiyat.
Yaşamak istiyorsan Vasilyas yoğun yaşa, derin düşün, iyi gözlemle, aydın ol oturduğun yerde fark etmeyi öğren
Karanlığı da sevmeyi unutma Vasilyas,
Edebiyat sevmektir,
Emektir,
Bilmektir,
Anlatabilmektir,
Yaşamaktır Vasilyas , edebiyat yaşamaktır.’’
Hayat ve İnsan
Hayat ruhun olgunlaşması ve gelişmesidir. Akıl çerçevesinde düşünerek, araştırarak mücadele ruhu geliştirmektir. Mücadele, özgürlük, eşitlik, adalet; iyi yaşam için iyi insan olabilmektir. İyi yaşam için adaletli düzen olmalıdır; insanlık hayatı öğrenmelidir.
Hayat Farisyenler (dini bilimler ve öğretiler) ve pozitif bilimler arasında şekil alırken beyinlerde ikili çatışmalar meydana gelir. Bu ikili çatışmaları bitirmek, aydınlanmayı sağlayabilmek için pozitif bilimler yaygınlaştırılmalı ve sosyal hareketler çerçevesinde akıllar birleşmelidir.
Pozitif bilimler Tolstoy’a göre:
1- kişiliğini korumak
2- cinsiyetini korumak
3- hayat için daha elverişli koşullar sağlamak
4- hayatta kalma mücadelesidir.
Pozitif bilimlerin amaç ve hedefleri birey olarak bunlarla sınırlı kalırken; insan ve toplum bazında baktığımızda pozitif bilimlerin, Farisilerden çok daha fazla yaşam, özgürlük, eşitlik mücadelesi verdiğini, insanlığın gelişimi-olgunlaşması için hayatta daha fazla yer edindiğini görebilmekteyiz. Akıldan uzak sözlerden, içi boş duygulardan, şişirilmiş sloganlardan, dilden dile nakledilen ve faydasının sorgulanması elzem olan konuşmalardan beslenen insanlar, hegemonya kurmuş güçlülerin kölesi oldukları sürece hiçbir zaman insana yaraşır bir hayat süremeyeceklerdir.
Tarihte kimi bilim insanları ve düşünürlerin, akıl ve vicdanları arasındaki gerçek birlikteliğin bir sonucu olarak yaşanılabilir bir hayat için, insanlığın iyiliği için kendilerini feda ettiklerini görürüz. Bir tarafta anlattıklarını anlayamayanların çokluğu vardır. Diğer tarafta düzenden hiçbir şekilde haberdar olmayanların, kendilerini kandırıp mutlu olduklarını düşünenlerin, yalancılığın ve dibe vurmuş çaresizliğin kol gezdiği bir toplum düzeni. İyileştirebilmek için ise akıl yoluyla sorunları görebilmek, sorunlar üzerinde düşünmek ve bu karmaşaya, düzensiz düzene son verebilmek gerekir.
Daha iyi ve yaşanılabilir bir dünya için tüm insanlar omuz omuza aktif bir mücadele vermelidir. Gerek otoriter düzene karşı, gerek hayatı çekilmez kılan bir düşünceye karşı ve de gerek dünyamızı sona sürükleyen cahilliğe karşı kolektif bir direnç göstermeliyiz. Yaşam, ancak uğrunda birleşenlere ev sahipliği yaparsa kendi anlamını bulmuş olur. Ve gerçek bir yaşam isteyen her insan düzensiz düzeni yok etmek için kavga vermelidir.
Düzen; güç ve dikta ile değiştirilemez; akıl ve anlama ile düzeltilebilir. Herkes çevresinde olan biteni anlama cesareti gösterse mücadele etme cesareti doğar! Hayat ancak hayatı anlayabilmek ve onu hak ettiği gibi bilinçli bir şekilde yaşamakla hayatlaşır. Hayvani hayattan uzak yaşamlar ancak insanın gelişimi ile gerçekleşebilir. Bizler geliştikçe bireysel tutkulardan, ulusal sorunlardan arınıp, dünya insanı olma yolunda en büyük engeli aşmış olacağız.