Fikir Genel

Ölüm Maçında “Cehennemde İki Devre”

Written by Kaan Tural

Spor dünyası, geçmişten günümüze kadar birçok olaya şahit olmuştur. Bu yazımızda bu olaylardan birisi olan ve tarihte “ölüm maçı” olarak geçen Flakelf ve F.C Start futbol maçını, “Cehennemde İki Devre” film örneği ile ele alacağız.

İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası, Barbarossa Hareketi olarak tanımladığı planlar çerçevesinde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne bağlı olan Ukrayna’ya saldırıda bulunmuştur. Bu saldırı doğal olarak ülke futbolunun başarılı takımı olan Dinamo Kiev’i de etkilemiştir. Futbolcular, Nazi saldırısı sonucu cephelere yardıma gitmiştir ve spor alanındaki etkinliklerine ara vermişlerdir. Bu sporculardan bazıları vefat etmiş bazıları tutsak olarak alınmış bazıları da birtakım işlerde çalıştırılmıştır. Ukrayna, artık tamamen Almanya’nın kontrolü altındadır. “1942’ye gelindiğinde Dynamo Kievli futbolculardan bazıları esaretten kurtulur ve Kiev’e döner. Bunlardan biri de takımın kalecisi Nikolai Trusevich’dir. Ancak Kiev eski Kiev değildir ve Trusevich yaşamını sürdürebilmesi için çalışması gerekmektedir. Kısa bir zaman sonra Trusevich bir fırında iş bulur. Çalıştığı fırının sahibi Losif Kordik’tir.”1    

Kordik’in tavsiyesi üzerine Trusevich, Dinamo Kiev’i tekrardan bir araya getirip liglere katılmaya karar vermiştir. Trusevich, eski takım arkadaşlarını aramakta zaman içerisinde zorlansa da sekiz takım arkadaşını bulmuştur. Fakat takımda üç kişi eksik gözükmektedir. Bu üç kişiyi de Lokomotiv takımında oynayan oyunculardan dahil ederek bu sorunu ortadan kaldırmışlardır. “Kısa bir zaman sonra da 1942’in ilkbaharında ‘fırıncılar’ olarak anılan FC Start kurulur.”2

1942’de Nazi işgali altındaki Ukrayna’da oynanan bir futbol maçının savaş esnasında da Nazilerin futbolu nasıl bir politik araç olarak manipüle ettiklerini gözler önüne sermiştir. Buna göre, 1942 yılının yazında Romen ve Macar futbol takımlarına karşı büyük başarılar kazanan Ukrayna’nın F.C Start futbol takımı Almanya’nın Flakelf takımıyla adeta bir “ölüm kalım” maçına çıkmak durumunda kalmıştır.”3

Naziler, Start takımının bu başarılı gidişatına tahammül edememiştir; bu gidişata gölge düşürmek istemiş ve kendi takımlarının karşısına çıkmaları için artık statlarda idmanlarını gerçekleştirme imkânı tanıyacaklarını söylemişlerdir. Nazi güçlerinin bu noktadaki tek amacı Ukrayna halkının motivasyonlarını, moralini iyice düşürmektir. Naziler bu karşılaşmayı her türlü yeneceklerini sandıkları için ve rakibi küçük gördükleri için kendilerinden çok emin olmuşlardır.

Tarih, 1942 yılının Ağustos ayıydı. Flakelf ve Start takımları karşı karşıya gelmişti. Start, rakibini 5-1 yenerek sahadan ayrılmıştır. Bunun üzerine Nazi komutanları bu duruma oldukça sinirlenmiş ve bir daha maç oynanmasını istemiştir. Maç tekrar oynanacaktır. Start takımının futbolcuları maça çıkmadan önce yenilmeleri konusunda tehdit edilmiş ve uyarılmıştır. Fakat bu durumlara rağmen Star takımı, maçı bu sefer de 5-3 yenerek sahadan ayrılmıştır. Maçın devre arasında bile Startlı oyuncular yenilmeleri yönünde uyarılmıştır fakat onlar bu durum karşısında da asla oyun anlayışından vazgeçmemiştir. “FC Startlı futbolcular maçtan 1-2 hafta sonra tutuklanır ve toplama kamplarına götürülür. Burada kimi yapılan işkencelerde ölür, kimi idam edilir, kimi kaçarken öldürülür kiminin de kaçmayı başardığı ileri sürülür.”4.  

Bu durumda bize futbolun sadece spor olmadığını tekrar tekrar göstermiştir. Sahada bulunduğu ülkeyi temsil eden Start takımı, Nazilere boyun eğmeyerek, sahaya çıkarak işgalcilere teslim olmadığını, büyük bir cesaret örneği göstermiş olup günümüze kadar bu güçlü ve dik duruşunu taşımış ve taşıyacaktırlar.

Bu olaydan esinlenerek 1961 yılında yönetmenliğini Zoltan Fabri’nin yaptığı ve başrol oyuncularının İmre Sinkovits ve Dezsö Garas olduğu “Cehennemde İki Devre” filmi sinemaya uyarlanmış, içeriği ile büyük bir ilgi çekmiştir. Filmden kısaca bahsedecek olursak:

Naziler, savunma hattının inşa edilmesi ve aldıkları bölgelerdeki mayınları temizlemek için birçok esiri toplama kampına almıştır ve işçi olarak çalıştırmışlardır. Bu esirler; komünistlerden, Yahudilerden, okuması için gençlere kitap verenlerden ve kendi askerlerine şiddet gösteren bireylerden oluşmaktadır. Normal hayatta hepsinin birbirinden farklı meslekleri vardır. Kimi, futbolcu, kimi doktor, kimi de öğretmendir. Tutsaklara, savunma hattının inşa edilmesi için üç hafta süre tanımışlardır. Bu süreçte ağır hastalanan işçiler bile, ne olursa olsun çalışmasını sürdürürler çünkü emir böyledir. İşçilerden sorumlu kişinin mevcut sayı ve hasta sayısını; mevcut 96, hasta 2 kişi olarak dillendirmesi üzerine komutanın cevabı ise “ölü dışında burada kimse hasta olmaz, olmuştur” şeklindedir. Bu şartlarda çalışan işçilerden bu duruma dayanamayıp ölen sayısı gittikçe artmaktadır.

Yüzbaşı Heilig, doğum günü yaklaşmakta olan Führer’in doğum gününü bir futbol maçı düzenleyerek kutlamak istemektedir. Komutanlarda, esirlerden futbol ile ilgilenen Onodi’yi, yanına çağırır ve kendi güçleri tarafından oluşturulan takım ile oynamak üzere, bir takım kurmasını istemiştir. Onodi ise bu durumun imkânsız olduğunu, işçi arkadaşlarının hepsinin iskelete döndüğünü ve çakıl taşına bile vuramaz halde olduğunu söylemiştir. Bunun üzerine Onodi, çavuştan düzenli yemek yemeleri gerektiğini istemiştir. Çavuş da kayda değer bir kutlama yapmak istediği için, futbol müsabakasının oynanmasını ister. Bunun üzerine yemek problemini çözeceğini belirtmiştir. Onodi, sadece bu isteğiyle kalmamıştır. Onlardan maçın oynanacağı güne kadar bir top ve o güne kadar futbol oynayacak işçilerin çalışmamasını talep etmiştir. Çavuş bunun üzerine çok sinirlenip bu talebi reddeder ve Onodi’yi arkadaşlarının yanına yollamıştır. Arkadaşları ona genellikle Dio diye seslenir. Aradan bir süre geçtikten sonra Dio’ya çalışmaları esnasında postacı tarafından bir top ve gerekli yiyecekler gönderilmiştir. Dio da bu durumdan memnun kalmış ve takımını kurmaya başlamıştır. Takımını oluşturan Dio kalan bir kişinin eksikliğini tamamlamak için farklı çalışma yerlerine de gitmiştir. Gittiği yerde futbol oynayabilen kişileri koğuştaki işçilere sorarken aralarında futbol oynamayı bilmediği halde, oynadığını dile getiren Steiner da takımın içine son kişi olarak katılmıştır. Steiner ’ın böyle bir davranışta bulunma nedeni ise komutanları tarafından kayalıklarda patlayan torpilin önünde durdurulduğu ve ölüme terk edilmesinden dolayıdır. Canını kurtarmak için o da futbol oynamayı bilmediği halde biliyorum demiştir. Dio ekibi artık toplamıştı. Her gün yeterince verimli olmasa da topla çalışmalarını sürdürüyorlardı. Takım çalışmalarını çalışan işçilerden uzakta sürdürüyordu. Takım içindeki Racz, arkadaşlarına kaçış planı ve kaçmanın bir yolu olduğunu söylemiştir. Arkadaşları ilk başta reddetse de sonra kabul etmişlerdir. Tüm takım kaçtıktan bir süre sonra yakalanmış ve Racz elinde silahı olduğu için öldürülmüştür. Takım maç günü sahaya getirilmiş ve oynamaları gerektiği çavuşlar tarafından belirtilmiştir. Takımdakiler kaçtıklarından dolayı öldürülecekleri söylenmese de tahmin edebiliyorlardı. Bu şartlara rağmen sahaya çıkacaklardır. Führer de yerini almış ve maç başlamıştı. Alman takımı ile savaşta esir düşen toplama kampındaki bireylerden oluşan takım karşı karşıya gelmişti. Alman takım 3-0 öndeydi. Büyük bir hırs gösteren esirlerden oluşan takım maçı 3-2’ye getirmişti. Skor böyleyken penaltı olmuştu. Onodi penaltı atışını kullanacakken bir anda Rus uçakları futbol oynanan alanın üstünden geçerken herkes panikle yere yatmıştır. Bu esnada çavuş, Onodi ’ye penaltıyı kaçırmasını söylemiş ve “kaçmaya çalıştığınızı unutup sizleri affedeceğiz” teklifinde bulunmuştu. Uçaklar geçtikten sonra Onodi, çavuşu dinlemez ve penaltıdan golü atarak skoru 3-3’e getirmeyi sağlamıştır. Ardından gelişen ataklarla Alman takımı 4-3 yenilmiştir. Maç bittikten sonra Führer bu skorun ve yenilmelerinin bir başkaldırı ve isyan olduğunu söyleyerek saha içindeki esirlerden Steiner’i vurarak öldürmüş ve ardından bütün takım ve taraftarları silahla taranarak film sona ermiştir.

Bu yazımızda tarihte “Ölüm Maçı” olarak nitelenen ve savaş döneminde oynanan futbol müsabakasını ele alarak, futbolun sadece bir spor olmadığını, döneminin siyasal ve toplumsal gerçekliğini yansıtabildiğini ve herkese ilham veren direnme ve onur mücadelelerinin yer alabildiğini birlikte gözlemlemiş olduk.

Dipnotlar:

1,2,4 = Rhodes,D.(2018), Match of Death.

3= Güzelipek, Y. A. (2020). (Neo) Nazizm ve Futbol: Yasaklı Bir İdeolojinin Stadyumlardaki İzdüşümü. Uluslararası Politik Araştırmalar Dergisi, 6(2), 63-75.

Yazar Hakkında

Kaan Tural