Çin’de başlayıp tüm dünyaya yayılan, korku filmlerini aratmayan ve tür olarak ne kadar kırılgan ne kadar geçirgen olduğumuzu bize tekrar hatırlatan bir virüsle mücadele etmekteyiz. Şüphesiz her birimizin zihninde çokça soru var, her birimiz bağışıklık sistemimizin durumunu sorguluyoruz, kendimizce önlem alıp, yarınımızı tahayyül etmeye çalışıyoruz, sevdiklerimiz için endişeleniyoruz. Henüz bir ilacın veya aşının geliştirilmemiş olması da şüphelere, bilinmezliklere sürüklüyor zihnimizi. Tam da bu noktada tüm kitle iletişim araçlarından akın akın yayınlar yağmaya başlıyor: “Tuzlu su ile gargara yapın.”, “Turşu yiyerek bağışıklığınızı güçlendirin.”, “Mor sebzeleri bolca tüketenler Corona kapmıyormuş.” gibi, içerisinde bilgi kirliliğinin had safhada olduğu söylemler her yerde kol geziyor. Peki hem bu virüsten hem de bilgi kirliliğinden nasıl korunacağız? Cevabı çok açık ve sağlamasını yapmak için virüsün yayılma hızına bakmak yeterli: Sadece “kendimizi” korumanın hiçbir işe yaramayacağının farkına vararak başlamalıyız.
- Virüsün önlenemeyen yayılma hızı..
Virüs solunum yolu ve temasla hızlıca bir başkasına bulaşabiliyor. Bu da kamuya açık tüm alanları riskli bölgeler haline getiriyor. Kendimizi toplumdan soyutlayamadığımız durumlarda karşımızdakinin hijyeninden ve gerekli önlemleri aldığından emin olmak zorundayız.
- Sosyal mesafe koyarak dayanışmak mümkün!
Kendimizi karantinaya almak, çok gerekmedikçe evden çıkmamak en basit ve en etkili önlemlerden birisidir. Bu şekilde virüsün kendimize bulaşmasını büyük ölçüde engelleyebilir, şayet bulaşmışsa bir başkasını kendimizden koruyarak yayılmasını önleyebiliriz.
- Gıda ve temizlik malzemesi stoklamak ne kadar faydalı?
Koşulların daha da kötüye gideceğini düşünerek, hayatta kalma güdüsüyle fazladan satın aldığımız her bir ürün bizi virüsten korur mu? Korumaz. Korumadığı gibi virüsün daha hızlı yayılmasına sebep olur. Kilolarca sebze meyve ya da temizlik malzemesi satın alarak tükettiğimiz stoklar bir başkasının kendini koruyacak ürünlere ulaşamamasına sebep olursa risk faktörlerini çoğaltmış oluyoruz.
- Kendimiz için değil karşımızdakini korumak için maske, eldiven..
Eğer Corona belirtileri gösteriyorsak, öksürük veya ateş şikayetimiz varsa hemen bir sağlık kuruluşuna gitmeli, kendimizi karantinaya almalıyız, önemli bir durum olmadığı sürece toplum içine çıkmamalıyız. Olur da dışarı çıkmamız gerekirse kimseye bulaştırmamak adına maske ve eldiven kullanmalıyız. Eğer şikayetimiz yoksa taktığımız maske yanlış kullanım sebebiyle bize faydadan çok zarar verecek demektir. Sağlık personelleri maske ve eldivenleri, koruyuculuğunu yitirdiği için, tek seferlik kullanıyor. Ayrıca bir kere takılan maskenin hava almayacak şekilde yüzü kavradıktan sonra tüm kullanım boyunca çıkartılmaması gerekiyor. Virüs bulaşma şüphesi olan bir kişi, zor nefes almayı göze alarak, yayılmayı önlemek için bu fedakarlığı göstermeli ki süreç daha sağlıklı işlesin.
- İhtiyaçlarımızı kısarak daha fazla insanın korunmasını sağlayabiliriz.
Bilindiği üzere karantina sürecinde pek çok kişi çalışmaya uzaktan devam ediyor. Kurumsal alanda bu durum daha mümkünken hizmet sektörü için aynı şey geçerli değil. Hala pek çok kişi hergün işe gitmek hatta mesaiye kalmak durumda. Eğer ihtiyaçlarımızı minimalize edip daha az talep oluşturursak daha çok insanın evlerinde, güvende olmasını sağlayabiliriz.
- Bilim temelli dayanışma
Tüm dünya virüse karşı hummalı bir aşı ve ilaç geliştirme çabası içerisinde. Bu anlamda ülke olarak güncel gelişmeleri takip ediyor olmak zorundayız. Sadece kapı komşumuzda değil sınır komşularımızda da virüs tehlikesi olmamalı ki risk ortadan kalksın. Aksi halde süreç bitmeden yeniden başlayacaktır.
- Doğru bilgi kaygıyı azaltır..
Kaygı denilen kavram öncelikle “şimdiki zaman” içerisinde olamamaktan, ikincil olarakta yanlış bilgiden beslenir. Sahip olduğumuz her bir kuruntu bir başkasını da kuşkulandıracaktır. Çünkü virüs gibi “kaygı” da bulaşıcıdır.
- Bilinçlen, bilinçlendir
İnternetten sağlıklı bilgi edinemeyen gerek ebeveynlerimizi gerekse imkan sahibi olmayan çevremizi doğru bilgilerle donatmak başlıca sorumluluğumuzdur. Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan haberler arasında virüsten korunmak için sahte içki içerek hayatını kaybeden vakalara rastlamıştık. Bu gibi haberlerin çoğalmaması adına bilinçlenmek hepimizin görevidir.
- Motivasyon dayanışmanın temelidir
Çevremizde zaman zaman umutsuzluklar artabilir. Bunun vahametine kapılmamak için yapacağımız her türlü motive edici aktivite süreci atlatmak için en büyük silahımız olacaktır.
- Kurtuluş yok tek başına..
Bireysel kurtuluş temalı tüm alışkanlıklarımız Corona ile çökmüş bulunmakta. Kendimizden başkasını düşünmek için en istikrarlı mücadeleyi vermemiz gereken bir süreçteyiz. Öyle ki, kendi sağlığımız bir başkasının sağlıklı olmama durumunda son derece anlamsız bir hal alıyor. Tüm varlığımız ve enerjimizle birlik ve beraberlik içerisinde bilinci ve sağduyuyu toplumun her kesiminde yakalayabilirsek insanlığın hapsolmuş olduğu bu süreci sonlandırabilir ve sürece dur diyebiliriz . Tüm önlemler hepimiz için. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz..
