Hazırlayan: Ömer Turgut
Dünya ve ülkemiz ciddi bir salgınla karşı karşıyadır. Tüm dünya halkları bu virüs karşısında yaşama hakkını koruma çabası içerisindedir. Bizlerin de halk olarak bu dönemde karamsarlığa kapılmamamız ve aksine dayanışma içinde olmamız gerekir.
Bu gibi kriz dönemlerinde sivil toplumun önemi ve değeri daha çok anlaşılıyor. Çünkü sivil toplum halkın gerçek ihtiyaç ve taleplerini yansıtır. Hepimiz bu süreçte sivil topluma daha fazla kulak vermeli ve destek olmalıyız. Şimdi bu çalışmamızın konusu olan “Sivil Toplum Örgütleri ve Sendikaların Talepleri”ne bakalım.
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE SENDİKALARIN TALEPLERİ
DİSK’İN CORONA’YA KARŞI ACİL ÖNLEM ÇAĞRISI
İşçi sınıfının bu salgından korunması, ağır mağduriyetler yaşamaması ve halk sağlığı için alınması gereken ek tedbirler vardır. Başta Sağlık Bakanlığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere sorumluluğu olan tüm kurumları, işçilerin ve halk sağlığının korunması için alınması zorunlu olan aşağıdaki önlemleri ivedilikle almaya çağırıyoruz.
1- Okulların ve kreşlerin tatili süresince çalışan anne babalardan birine ücretli Corona izni verilmelidir. Ücretli izin kararı gecikmeden alınmalıdır.
2- Hijyen ve ısınma bu virüsten korunmanın şartlarındandır. Her eve belli bir miktar içme suyu ve doğal gaz parasız olarak sağlanmalı, geçmiş borçlar nedeniyle su ve doğal gaz kesintileri yapılmamalı ve kesilmiş olanlar derhal açılmalıdır.
3- Corona virüsü özellikle yaşlı nüfus için hayati bir tehlike yaratmaktadır. Bu yaş grubunun daha iyi beslenerek korunabilmesi için, emekli maaşlarına belirli bir süre ek Corona desteği verilmeli, emekli maaşları bu süre zarfında 3 bin liranın altında olmamalıdır.
4- 65 yaş üstü yaşlılık aylığı alan kişilere de ek Corona desteği ödenmelidir.
5- Genel olarak çalışma yaşamında konuya dair alınması gereken önlemlerle ilgili olarak işçi, işveren ve hükümet tarafının bir araya geldiği Ekonomik Sosyal Konsey acilen toplanmalıdır.
DİSK-KESK-TMMOB-TTB’DEN HÜKÜMETE ACİL ÇAĞRI
Yaşananlar açıkça göstermektedir ki, bu kriz aslında, sağlık alanının ticarileştirilerek halkın nitelikli, eşit, ulaşılabilir, ücretsiz sağlık hizmeti almasını engelleyen neoliberal anlayışın bir sonucudur. Bu krizden ancak toplumsal dayanışmayı yükselterek en az hasarla çıkabiliriz. Biz emek ve meslek örgütleri DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak, üyelerimize ve halka karşı görevimizin bilinciyle, iktidara bir kez daha sesleniyor, bu bağlamda yapılabileceklere ilişkin önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz:
1- Bu süreçte bir kez daha görülmüştür ki; bilime, eğitime ve sağlığa daha fazla değer verilmelidir. Bugünlerde kısıtlı imkânlarla, canla başla çalışan sağlık çalışanlarına özellikle çok teşekkür ediyoruz ve onların daha güvende görev yapabilmeleri, morallerinin yüksek tutulması için her türlü imkânın öncelikle seferber edilmesini talep ediyoruz.
2- Önümüzde kötü örnek oluşturan ülkelerde yaşananlar da dikkate alınarak olası en kötü senaryoya göre eylem planları hazırlanmalı, kriz anında kentin tüm imkânları (mekân, araç, ekipman vb.) kullanılabilmelidir.
3- Mümkün olan işlerde ve iş yerlerinde uzaktan çalışmaya geçilmeli, zorunlu mal ve hizmetlerin üretilmediği ve virüsten korunma koşullarının sağlanamadığı tüm iş yerlerinde çalışanlar derhal ücretli izne çıkarılmalıdır.
4- Zorunlu mal ve hizmetlerin üretildiği veya gerekli önlemlerin alınabildiği faaliyetini sürdüren iş yerlerinde çalışan ebeveynlerden birine ve risk grubunda olanlar ile 60 yaş üstü çalışanlara acil ücretli izin verilmeli; çalışmak durumunda olanların sağlık koşulları için önlemler artırılarak azami düzeye yükseltilmelidir.
5- En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine çekilmelidir. Corona virüsle mücadele döneminde 1000 TL destek eklenerek risk grubundaki bu kesimler korunmalıdır.
6- Kamu ve özel sektörde bireysel ve toplu işten çıkarmalar yasaklanmalıdır.
7- Fahiş fiyatlarla fırsatçılık yapanlara göz yumulmamalı, denetimler artırılmalı, fırsatçılık yapanlara yaptırımlar uygulanmalıdır.
8- Alt gelir gruplarının temel gıda ve hijyen maddelerine erişimi için kamu kaynaklarına başvurulmalıdır. Virüsten koruyucu ürün ve malzemeler (maske, kolonya, sıvı sabun vb.) başta dar gelirliler olmak üzere halka ücretsiz dağıtılmalıdır.
9- Yoğun kalabalıkların bir arada bulunduğu mülteci geri gönderme merkezlerinde gerekli tedbirler maksimum düzeyde alınmalı, bu merkezlerde olmayan mülteciler için de alt gelir gruplarıyla benzer şekilde hijyen ve temel gıda malzemesi temini kamu kaynaklarıyla sağlanmalıdır.
10- Ekonomideki olumsuz gelişmelere paralel olarak işsizlikte yaşanabilecek artışlara karşı işsizlik sigortası ödeneğinden yararlanma koşulları kolaylaştırılmalıdır. İşsizlik sigortası ödeneği alabilmek için son üç yılda 600 gün çalışma koşulu virüsle mücadele döneminde 90 güne indirilmelidir. Salgın sürecinde işsizlik maaşı kesilecek olan çalışmayan yurttaşlara bu maaş verilmeye devam edilmelidir.
11- Tüketici, konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borçları ve elektrik, su, doğal gaz ve iletişim faturaları salgın riski boyunca ertelenmelidir.
12- Bu süreçte vatandaşların sağlığa erişimi ücretsiz olmalıdır.
13- Sağlık kurumlarındaki eksikliklerin giderilmesi sağlanmalı ve Covid-19 şüphesi olan her olguya test yapılabilecek duruma getirilmelidir.
14- Salgın sürecinde, özel sağlık kuruluşları kamu kontrolüne geçirilmelidir.
15- Yerellerde, il/ilçe bazında belediyelerin ve muhtarlıkların önderliğinde DKÖ, meslek odası ve sendika temsilcilerinin de içinde yer aldığı kriz masaları kurulmalıdır.
16- Adalet Bakanlığı açıklamalarına göre Ocak 2020 itibariyle 355 hapishanede 11 bin civarında kadının içinde olduğu 294 bin tutuklu/hükümlü bulunmaktadır. Cezaevlerinde 3 bin 100 çocuk hükümlü ve tutuklu bulunurken, 780 çocuk ise anneleri ile birlikte cezaevlerinde kalmaktadır. Corona virüsü salgını nedeniyle birçok ülkede cezaevlerinde ayrımsız tahliyeler başlatılırken ülkemizde iktidarın siyasi tutuklu ve hükümlüler dışındakileri kapsayacak bir çalışmayı hızlandırdığını açıklaması kabul edilemez. Biliyoruz ki, son yıllarda çok sayıda muhalif gazeteci, akademisyen, aydın, milletvekili, belediye başkanı, avukat, öğrenci, sendika yöneticisi/üyesi “terör soruşturması” adı altında tutuklanmıştır. Dolaysıyla cezaevlerinde öncelikle tutukluların hızla tahliyesi sağlanmalı; yaşam hakkı ve ifade özgürlüğü esas alınarak siyasi tutuklular, gazeteciler, yaşlılar, hasta mahkûmlar, çocuklar tahliye edilmeli, infazlar ertelenmelidir.
17- Sağlık emekçileri için alkışlar yetmez, koruma önlemleri artırılmalı ve ek tazminat verilmelidir.
Biz DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak bir kez daha bu acil ve tarihi uyarımızı yapmayı bir sorumluluk olarak görüyor, duanın, kolonyanın yeterli olmayacağını, küresel krizin aşılması için bilimi esas alan toplumsal dayanışmaya ihtiyacımız olduğunu bir kez daha vurgulayarak, ülkeyi yönetenleri yarın çok geç olmadan yukarıda sıraladığımız önlemleri hayata geçirmek için somut adımlar atmaya davet ediyoruz.
TARIM ORKAM – SEN
“Salgına Karşı Birlikte Mücadele Etmek Şart..!”
Salgının çok daha vahim sonuçları ile karşı karşıya kalmamak için şu acil tedbirlerin alınması gerekmektedir.
1- Salgın hastalıkla bütüncül, şeffaf ve tutarlı bir mücadele yürütülmeli,
2- Sağlık, Gıda, İlaç, Temizlik, Enerji ve İletişim alanında çalışanlar asgari sayıda dönüşümlü çalışmalı, diğer tüm çalışanlar ücretli izne ayrılmalı,
3- Halk sağlığı açısında çalışma zorunluluğu olan herkese Yemek, Güvenli ulaşım, koruyucu malzeme verilmeli ve uygun çalışma saatleri sağlanmalıdır,
4- İş yerleri rutin olarak dezenfekte edilmeli,
5- İsteyen herkese ayrımsız virüs testi yapılmalı,
6- Halk sağlığını direk ilgilendiren haksız/hukuksuz bir şekilde KHK’lerle ihraç edilen başta Veteriner, Gıda ve Bitki Uzmanları olmak üzere tüm Tarım Emekçileri hemen işlerine iade edilmelidir.
SOSYAL BİLİMCİLERİN TALEPLERİ
1- Devlet olağan dışı bir harcama programı hazırlamalıdır. Programda sağlık harcamalarına ve emekçilere nakdi ve ayni desteğe yer verilmelidir.
2- Acil ve zorunlu mal ve hizmet üretimi dışında bütün işlerin 15 gün süreyle durdurulması acilen değerlendirilmeye alınmalıdır.
3- Tüm iş yerlerinde, hamileler, yasal süt izni kullananlar, engelliler, 60 yaş ve üzerinde olanlar Corona virüs salgını süresince idari izinli sayılmalıdır. 12 yaşından küçük çocuğu olanlara talepleri halinde ücretli izin verilmelidir.
4- Salgın süresince yenilenmek kaydıyla, çalışanlara ücretli izin hakkı tanınmalıdır.
5- İş yerlerinde Corona virüs testinin yapılması dahil tüm sağlık önlemleri arttırılarak azami düzeye yükseltilmelidir.
6- Bütün bunların yapılmaması ve/veya iş yerinde Corona virüs riskinin ortaya çıkması halinde çalışanların “çalışmaktan kaçınma hakkı”nı kullanacakları ve üretimi durduracakları ilan edilmelidir.
7- İşten çıkarmalar Corona virüs salgını süresince yasaklanmalı, işten çıkarmalar ve ücretsiz izinler yerine kısa çalışma ödeneği kullanılmalıdır.
8- Corona virüs salgını süresince bütün işçiler süre koşulu aranmaksızın işsizlik ödeneği ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanmalıdır.
9- İşsizlik Sigortası Fonu’ndaki paralar sadece işsizlik ödemeleri için kullanılmalı, işsizlik ödeneğinden ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanma süresi ve miktarı arttırılmalıdır.
10- Salgın boyunca doğal gaz, elektrik, su ve internet ücretsiz sağlanmalıdır. Doğal gaz ve elektrikte dağıtım hizmetleri kamulaştırılmalıdır.
11- 100’den fazla işçi çalıştıran şirketlerde istihdamı korumak amacıyla, bu kuruluşların kapanmasına izin verilmemeli, gerekirse kamulaştırma yoluna gidilmeli, bu amaçla KİT gibi kuruluşlar eski işletmeci işlevlerini üstlenmelidir.
12- Krizle beraber zora giren sivil havacılık, enerji, finans gibi stratejik sektörlerde kamulaştırma bir zorunluluk haline geldiğinde tereddüt edilmemeli, bu kuruluşlarda öz yönetim uygulaması benimsenmelidir.
13- Atıl duruma gelen bazı iş kollarındaki fabrikaların, solunum cihazları, hızlı sonuç alıcı tanı kitleri, maske/filtreli maske ve sağlık çalışanları için koruyucu giysi vb. sağlık ürünleri üretimine ayrılması sağlanmalıdır.
14- Temizlik ve sağlık ürünlerinin stoklanması, karaborsası, fiyat artışları mutlaka önlenmelidir. Temel gıda maddelerinin temini, gerekirse ücretsiz dağıtımı ve fırsatçı zamların engellenmesi kamu otoritesi tarafından sıkıca kontrol altında tutulmalıdır. Kolluk güçleri ve gönüllü siviller, yaşlı ve riskli nüfusa gerekli gıda ve sağlık malzemelerini ulaştırmak için seferber edilmelidir.
15- Sağlık yardımı almakta olan 10 milyon dolayındaki “kayıtlı yoksullara” kişi başına aylık net 500 TL yurttaşlık geliri ödenmeye başlanmalıdır.
16- Öğrenci borçları silinmeli; çiftçi borçları ve ihtiyaç kredileri, faizleri silinerek taksitlendirilmelidir.
17- Devlet hastaneleri ve özel hastaneler ücretsiz sağlık hizmeti vermelidir. Buna uymayan özel hastaneler kamulaştırılmalıdır.
18- Bütçe açığı kaygısı, salgın sürdükçe geçerli olamaz. Merkezi bütçe harcamalarının gerekirse TCMB avanslarıyla karşılanması sağlanmalıdır.
19- Bütçe gelirleri azalırken giderlerinde büyük sıçramalar ortaya çıkmasına getirilecek çözümlerden biri de, gerçek bir servet vergisi olmalıdır. Hedef grup olarak özellikle son 20 yılda rant gelirleriyle palazlananlar seçilmelidir.
20- Sermaye hareketleri kontrol altına alınmalıdır. Yurt dışına servet kaçırmak önlenmeli; yabancılara dönük TL yükümlülükleri (hisse senedi, tahvil, mevduat vb) için döviz tahsis edilmemelidir.
21- Kamu Özel Ortaklığı isimli projelerin kamulaştırılması hedeflenmeli; bu arada projelere dönük ödentiler TL’ye dönüştürülmeli ve kriz kaynaklı düşük performanslar nedeniyle oluşabilecek garanti ödemeleri iptal edilmelidir. Böyle bir dönemde Kanal İstanbul gibi üzerinde toplumsal uzlaşma sağlanmamış projelerden vazgeçilmeli, kamu ihaleleri ve kaynaklar sağlık sektörüne yönlendirilmelidir.
22- Sonuncusu belki de en önemlisi, devlet salgını bahane ederek yurttaşlar üzerindeki gözetim ve denetim ağlarını yaygınlaştırmamalıdır. Virüs tehlikesinin getirdiği günlük yaşamdaki bazı kısıtlamalar, daha otoriter ve baskıcı bir devlet aygıtının kalıcılaştırılması için fırsat kabul edilmemelidir.
Korkut Boratav – Seyhan Erdoğdu – Aziz Konukman – Hayri Kozanoğlu – BilsayKuruç – Oğuz Oyan – Mustafa Sönmez – Sinan Sönmez – Serdar Şahinkaya – Taner Timur –
Oktar Türel – İşaya Üşür – Galip Yalman – Ergin Yıldızoğlu
BU BİLDİRİNİN ALTINA İMZA ATAN DİĞER AYDINLAR
Ahmet Alpay Dikmen – Ahmet Saltık – Algan Hacaloğlu – Ali Tigrel – Alper Duman – Alper Dumun – Alper Taş – Anıl Aba – Aslı Aydın – Atilla Göktürk – Aylin Özman – Aynur Soydan Erdemir – Azamet Yazıcı – Aziz Çelik – Aziz Ekşi – Berk Vapur – Betül Yarar – Can Cemgil – Cengiz Arın – Çiçek Çatalkaya – Çiğdem Boz – Denizcan Kutlu – Dilek Çetindamar – Emin Koramaz – Erhan Yıldırım – Etkin Güneş – Fatih Yaşlı – Fevziye Sayılan – Fikret Başkaya – Filiz Zabcı – Fuat Ercan – Fuat Keyman – Funda Başaran – Gökçe Çataloluk – Gülay Toksöz – Güven Gürkan Öztan – Haluk Yurtsever – Handan Koç – İlknur Başer – İzzettin Önder – Kemal Kumkumoğlu – Mehmet Cemil Ozansü – Meltem Kayıran – Methiye Acar – Muhteşem Kaynak – Murat Kubilay – Mustafa Durmuş – Mustafa Türkeş – Nazmi Algan – Nergis Mütevellioğlu – Nilgün Erdem – Nilgün Toker – Orhan Bursalı – Ozan Gündoğdu – Ozan Zengin – Ömür Birler – Önder İşleyen – Özgür Orhangazi – Özlem Albayrak – Pelin Bektaş – Ramazan Günlü – Raşit Kaya – Refia Yıldırım – Sefa Feza Arslan – Selin Pelek – Sevilay Parlas – Sibel Özbudun – Şiir Yılmaz – Şule Daldal – Tamer Akgökçe – Tarık Şengül – Tayfun Özkaya – Temel Demirer – Tevfik Kızgınkaya – Yaşar Sucu – Yavuz Yaşar – Yunus Yener – Yüksel Akkaya – Zülküf Aydın
Virüsün tehdit ettiği her ülkede olduğu gibi ülkemizde de hükümet tarafından bu salgına karşı birtakım önlemler alınmıştır. Ancak alınan önlemler yetersiz kalmış, halkın sağlığı için gerekli özen gösterilmemiştir. Yaşlılara sokağa çıkma yasağı getirilirken onlarla birlikte yaşayan işçilerin/emekçilerin durumu göz ardı edilmiştir. Virüsün çok kolay/hızlı yayıldığını ve dikkatli olmamız gerektiğini her fırsatta dile getiren hükümetimiz yüzlerce işçinin bir arada çalışıyor olmasına karşı hareketsiz kalmıştır. Çalışanlara ücretli izin verilmemiş, maddi/manevi destek sağlanmamıştır. Çalışanın sağlığını, işini ve temel ihtiyaçlarını karşılamak için gerekeni yapmak şöyle dursun onları işten çıkaran işverenlere dahi yaptırım uygulama kararı alınmamıştır. Birçok işveren çalışanlarını ya işten çıkarmış ya da ücretsiz izne yollamıştır.
Hükümet tarafından açıklanan önlemler salgınla etkin mücadele için yetersiz kalınca sivil toplum harekete geçmiştir. İşçi sınıfının salgına karşı korunması ve mağdur olmaması için ek önlemler alınması yönünde ilgililere çağrılar yapmıştır. Yukarıda gördüğümüz gibi ülkemizdeki sivil toplumun taleplerinin hepsi halkın sesi olacak nitelikte taleplerdir. Bu talepler bizler için birer lütuf değil aksine hepsi bizim hakkımızdır. Bu haklarımızı savunup koruyan ve duyurmaya çalışan sivil toplumdur. Bu salgından olabildiğince az zayiat ile çıkmamız için yapılan çağrılara ve taleplere ilgili yerler kulak vermeli, halkımızın sağlığı için gerekenleri geç olmadan yapmalıdır.